8.1

196 OY
PUAN VER
5

Imdb: 8 (52.141 OY)

KONUSU
Türkçesi ayna olarak çevirilen Andrei Tarkovsky’nin en kişisel filmi.Zaman kavramının tamamen yitirildiği şiirsel bir dille, ölmekte olan bir adamın ikinci dünya savaşı sırasında çocukluğu, ergenlik dönemi ve annesiyle babasının boşanması sırasında yaşadığı travmanın Rusya’nın tarihi ve toplumunun e ... Devamı
Türkçesi ayna olarak çevirilen Andrei Tarkovsky’nin en kişisel filmi.Zaman kavramının tamamen yitirildiği şiirsel bir dille, ölmekte olan bir adamın ikinci dünya savaşı sırasında çocukluğu, ergenlik dönemi ve annesiyle babasının boşanması sırasında yaşadığı travmanın Rusya’nın tarihi ve toplumunun evrimi fonunda verildiği bir başyapıt.
Margarita Terekhova

Natalya / ...

Ignat Daniltsev

Ignat / Al...

Larisa Tarkovskaya

Nadezha - ...

Anatoliy Solonitsyn

Forensic D...

Nikolay Grinko

Printery D...

Tamara Ogorodnikova

Nanny / Ne...

Yuriy Nazarov

Rifle Shoo...

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@bnbnbnbnbn

6 ay önce

Filmdeki sahnelere, objelere vs. anlam yüklemek yerine belki de şöyle düşünmek daha doğru: Yönetmen kendi yaşamını şiirsel bir dille anlatmak istemiş. Görsel ve işitsel bir şölen.

@blackbrust

1 yıl önce

Büyülü bir dünya da gezinmek, işte aradıgım buydu. Perdeye yansıttıgın şey insan zihninin yapabilecegi en büyük yapıt.

@yigithan300

1 yıl önce

10 / 10

Acı çekme olmasa insanlar büyüyemezdi olgunlaşamazdı kaybetmeği öğrenmeseydi kazanmanın değerini bilemezdi. Benim yaşadığım acılarda kaybedişlerimde beni hayata hazırladı düşüncelerimi şekillendirdi ama bir seçeneğim daha olsaydı hiç bir acıyı istemezdim çocuk kalmak isterdim kişiliğimden vazgeçmem gerekse bile

@kuzgunadam

3 yıl önce

8 / 10

annesinin portreleri, babasının şiirleriyle süslediği filminde Tarkovski bir nevi günlüğünden kesitler sunmuş bize. Ressamların tablolarını sahnelerine yansıtması, en sevdiği bestecilerden Bach’ın eserlerini duymamız da yönetmenin sanat aşkını filme fazlasıyla yansıtmış.

@besrix

7 yıl önce

İçe dönük bir filmin sessiz çığlığıdır. Tarkovski kopuk kopuk anılarını şiir ve görselle harmanlayıp annesine sunmuştur. Bir kurgusu olmadığı için adapte olmak zor ama kesinlikle izlenmesi gereken harbi filmlerden.

@poormf

8 yıl önce

7.7 / 10

Yönetmenin çocukluğuna dair anımsadıkları ve önemsediklerinden şiirle desteklenmiş, şiirsel anlatıma sahip bu oldukça kişisel film, bizim açımızdan anlatılabilir bir konusu olmaması ve şiirlerde kendi dilinin ahengini yakalayamıyor oluşumuzdan kaynaklanan eksiklik olsa da yaşattığı duygularla alıp götürüyor bizi...
M

@mcan543

9 yıl önce

10 / 10

Bazı filmler için "sardı" diye bir kavram kullanılır ya. İzleyiciyi hemen içine çeker o filmler. İşte bu film öyle bir film değil. Tam tersi. İzleyiciyi itiyor. Dışlıyor. Tarkovsky, "ben bu filmi kendim ve annem için yaptım. Siz neden izliyorsunuz ki" diyor gibi. Tarkovsky dünyası gerçekten başka. Bir romanın dağil de bir şiirin sinema uyarlaması gibi. Defalarca söylendi görsel bir şölen, gereksiz tek bir sahne bile yok falan ama benim filmde en çok hoşuma giden kısımlarından biri; adamın annesinin gençliğini canlandıran kadın ile adamın karısını canlandıran kadının aynı oyuncu olması ve adamın çocukluğunu canlandıran çocuk ile adamın çocuğunu canlandıran çocuğun aynı çocuk oyuncu olması idi.
W

@webci

9 yıl önce

sinemanın vicdanıdır büyük tarkovsky

seni çok özlüyoruz.

@kubraevmez

10 yıl önce

Andrey Tarkovski nin bütün filmlerini izleme isteği yaratan sanatsal boyut zerkalo dur. Her filmde olduğu gibi görselliğe kaptırdığımızda olayın mantığından soyutlanmamak elde değil..

@enik_kral

10 yıl önce

tarkovski, filmle ilgili olarak kitabı ’mühürlenmiş zaman’da şöyle demiş.

’’ bu filmi hiçbir iddia taşımadan öylesine izleyin ve kendinizi bach’ın müziğiyle arseni tarkovski’nin şiirlerine kaptırın gidin. tıpkı yıldızları, denizi güzel manzarayı izler gibi...

matematiksel bir mantığa bu filmde rastlayamazsınız. zaten matematiksel mantığın insanın ne olduğunu ve yaşamının anlamını açıkladığı nerede görülmüş ki... ’’

’’evin (anlatıcının çocukluğunu geçirdiği ev eski fotoğraflara bakılarak aslına uygun yeniden yapılmış) önünde bir tarla vardı. o zamanlar evle komşu köye giden yol arasında bir kara buğday tarlası olduğunu hatırlıyorum. kara buğdaylar beyaz beyaz çiçek açtığında çok güzel görünür. tarlayı adeta karla kaplıymış gibi gösteren beyaz renk, anılarıma, çocukluk günlerimin en belirgin, en temel ayrıntısı olarak işlenmiştir. ama bir çekim yeri arayışı içinde oraya gittiğimizde tek bir kara buğday tanesine bile rastlayama
... Devamı
tarkovski, filmle ilgili olarak kitabı ’mühürlenmiş zaman’da şöyle demiş.

’’ bu filmi hiçbir iddia taşımadan öylesine izleyin ve kendinizi bach’ın müziğiyle arseni tarkovski’nin şiirlerine kaptırın gidin. tıpkı yıldızları, denizi güzel manzarayı izler gibi...

matematiksel bir mantığa bu filmde rastlayamazsınız. zaten matematiksel mantığın insanın ne olduğunu ve yaşamının anlamını açıkladığı nerede görülmüş ki... ’’

’’evin (anlatıcının çocukluğunu geçirdiği ev eski fotoğraflara bakılarak aslına uygun yeniden yapılmış) önünde bir tarla vardı. o zamanlar evle komşu köye giden yol arasında bir kara buğday tarlası olduğunu hatırlıyorum. kara buğdaylar beyaz beyaz çiçek açtığında çok güzel görünür. tarlayı adeta karla kaplıymış gibi gösteren beyaz renk, anılarıma, çocukluk günlerimin en belirgin, en temel ayrıntısı olarak işlenmiştir. ama bir çekim yeri arayışı içinde oraya gittiğimizde tek bir kara buğday tanesine bile rastlayamadık. kolhoz çifçileri buralarda yıllardan beri yalnızca yonca ve yulaf ektiklerini söylediler. oraya bizimiçin kara buğday ekmelerini rica ettiğimizde ısrarla burada kara buğdayın yetişmeyeceğinii toprağın bunun için hiç uygun olmadığını söylediler. ama biz gene de tehlikeyi göze alarak bu topraklardan bir parça kiralayıp kara buğday ektiğimizde kolhoz çiftçilerinin hayret dolu bakışları arasında buğdaylarımız dolu dolu filizlenip boy verdi. başarımızı iyiye yorduk.

bütün bunlar, aynı zamanda da, anılarımızın önemli bir özelliğini, zamanın örtüsü altından çıkabilme yeteneğini sergiliyordu. ve filmin konusu da işte tam da buydu, temelinde yatan düşünce buydu.’’

@tubarni

10 yıl önce

7.7 / 10

Filmde yoğun olarak şiirin, görselliğin olması çok güzel. Kendimi kaptırıp gidebileceğim sadece hissedebileceğim sahneler çok fazlaydı. Sanki film yalnızca Maria'nın elinde sigara uzaklara baktığı o an için yazılmıştı(filmin başı). İzlerken en yapılmaması gereken şey sanırım karakterler arasında sürekli bağ kurmaya çalışıp anlam aramaya çalışmak. Aramamak lazım çünkü belli bir kurgu yok, hatta hiç kurgu yok. Filme kendini bırakıp o eşsiz manzaralarda kaybolmak lazım, filmin tadı böyle daha güzel çıkıyor. Öteki türlü son derece yavaş oluşuna dayanmak zor olurdu.

"insanın bedeni tıpkı yalnızlık gibi"

"ruhumuz bedensiz

bir günahkar sanki"
C

@chtsln

11 yıl önce

bir tarkovski şahaseri. şiir gibi film ya da film gibi şiir tam bilemedim. zaten tarkovski'nin olayı şiirden film yapmak değil mi ? işte bu film o film...
M

@mendebur

14 yıl önce

10 / 10

aşmış tarkovsky şiiri. film değil bu, bir şiir. eğer bu bir filmse diğerleri film değil. savaşlar arasında geçen depresif bir çocukluğun gözler önüne serilmesi sanırım bu film. filmi izlerken de izledikten sonra da insan ister istemez şunları düşünüyor: "bu adam neler yaşadı ki bu duyguları bu kadar yoğun anlatıyor, izleyeni de filmin için hapsediyor, hapsedebiliyor?"

spoiler

+ filmlerinde gerçekleşen ani sağnak yağmurun yerini bu filmde rüzgar almış. filmin en başında, adam tam giderken aniden çıkan rüzgar ve otların dalgalanması kesinlikle görülmeye değer.

+ filmin 17. dk 40. saniyesiyle 20. dk 05. saniyesi arasındaki bölüm fena halde ürkütücü. o saçlarını yıkayıp da doğrulan kadın hayatımda görüp görebileceğim en ürkütücü sahnelerden birisini oluşturmuş (halka'da da tırsmıştım zaten samara'dan bu yüzden). japon korku sineması su ve yüzü kapatan uzun ve ıslak saçları korku unsuru olarak kullanmaya başlamadan çok önce benzer unsurla
... Devamı
aşmış tarkovsky şiiri. film değil bu, bir şiir. eğer bu bir filmse diğerleri film değil. savaşlar arasında geçen depresif bir çocukluğun gözler önüne serilmesi sanırım bu film. filmi izlerken de izledikten sonra da insan ister istemez şunları düşünüyor: "bu adam neler yaşadı ki bu duyguları bu kadar yoğun anlatıyor, izleyeni de filmin için hapsediyor, hapsedebiliyor?"

spoiler

+ filmlerinde gerçekleşen ani sağnak yağmurun yerini bu filmde rüzgar almış. filmin en başında, adam tam giderken aniden çıkan rüzgar ve otların dalgalanması kesinlikle görülmeye değer.

+ filmin 17. dk 40. saniyesiyle 20. dk 05. saniyesi arasındaki bölüm fena halde ürkütücü. o saçlarını yıkayıp da doğrulan kadın hayatımda görüp görebileceğim en ürkütücü sahnelerden birisini oluşturmuş (halka'da da tırsmıştım zaten samara'dan bu yüzden). japon korku sineması su ve yüzü kapatan uzun ve ıslak saçları korku unsuru olarak kullanmaya başlamadan çok önce benzer unsurları tarkovsky kullanmış zaten. acayip ürkütücü... offf!

+ filmin 20. dk 33. saniyesinde yine tarkovsky'ye ait andrei rublev adlı filmin afişi göze çarpıyor. kendi filminde yine kendine ait başka bir filmin afişini kullanmış. belki de ilk o kullanmıştır.

+ film öyküden öyküye atlıyor. kadının hikayesiyle başlıyor, sonrasında adamın hikayesine geçiş yapıyor, sonra çocuklara eğiliyor vb... böyle devam ediyor ama sonradan anlıyorsunuz ki zaman kavramının, filmdeki karakterlerin tam olarak kimi yansıttıklarının hiçbir önemi yok. çünkü anlatım, zaman zaman karşınıza çıkan fotoğrafvari kareler bu şiirsellik dışındaki her şeyi anlamsız kılıyor. hiç bitmesini istemedim ben filmin. çünkü korkusuyla, sevinciyle, kederiyle izliyor değil de yaşıyor gibiydim. o derece etkili bir anlatımı var filmin.

+ filmdeki şiirlerin tamamı tarkovsky'nin babası olan arseny tarkovsky'ye ait.

+ müzikler tek kelimeyle olağanüstü.

+ filmde dikkat çeken noktalardan birisi baba karakterinin hemen hemen hiç görünmemesi. bu karakterin sadece sesini duyuyoruz. bu durum, bir çocuğun ailesinin resmini yaparken babasını çizmemesine ya da çok küçük çizmesine benziyor. baba çocuk tarafından kabullenilmemişse, çocuk babayı sevmiyorsa ortaya çıkan bir sonuç bu. baba sevilen bir varlık olarak çocuğun zihninde yer etmemişse, resminde de yer etmiyor, edemiyor.

+ rüzgardan korkup kaçan ve eve sığınan çocuk o kadar tanıdık geldi ki bana. bendim sanki o. ne kadar sık yaşamışızdır, özellikle ıssız bir yerlerdeyse oturduğumuz ev.

+ filmin 84. dakikasında başlayan çocuğun aynaya önce bir bakıp kafasını çevirip sonra tekrar ve daha dikkatli bakmasıyla devam eden sahnenin ne kadar anlamlı olduğunu anlatmaya çalışmak nafile. türlü türlü hasarlara ve zedelenmelere de maruz kalarak bir şekilde olumlu benlik algısı oluşturmaya çalışan çocuğun bakışları onlar. hepimizin bir zamanlar bakıp da anlamlandırmaya çalıştığımız yüze benziyor.

+ bazı sahnelerin ağır çekim olması apayrı bir tat katmış filme. büyüleyici olmuş bu sahneler, hele de müzik yoksa arkada.

+ finalde adamın kadına sorduğu "kız mı istersin erkek mi" sorusundan sonra final boyunca çalan müzik inanılmaz ihtişamlı. kapanış da olağanüstü olmuş.

+ filmin adının ayna olmasının anlamı büyük muhtemelen. adı ayna çünkü tarkovsky'nin yaşamını yansıtıyor. başka türlü bakarsak da, adı ayna çünkü izleyen herkes mutlaka ama mutlaka kendinden, kendi çocukluğundan, korkularından, endişelerinden ve özellikle de travmalarından izler bulabilir.

+tarkovsky'nin kitabındaki yorumu: "film, canımdan çok sevdiğim ve çok iyi tanıdığım insanların hayatlarını yeniden canlandırmak amacını taşıyordu. kendisi için değerli olan insanların hakkını ödeyemeyeceğini, kendisine gösterilen sevgiyi, verilen onca şeyi hiçbir zaman gereğince karşılayamayacağını düşünen bir insanın çektiği acıları anlatmak istiyordum. bu insan, onları yeterince sevmediğine inanıyor ve bu, onun için gerçekten acı veren, katlanılması zor bir düşünce... ayna'da benden değil, bana yakın olan insanlara karşı duygularımdan, onlarla olan ilişkilerimden, hiç tükenmeyecek anlayışımdan, ama aynı zamanda da onlara karşı işlediğim ve hiçbir zaman düzeltemeyeceğimi düşündüğüm günahlarımdan ve başarısızlığımdan söz etmek istemiştim..." (mühürlenmiş zaman, s.155)

+ özetle: sadece güzel, tanıdık ve etkileyici anlatımıyla muhteşem bir film. pardon! film değil şiir...

spoiler

@gel_gor_ki

15 yıl önce

10 / 10

olaylari taklitten uzak cereyan ettirip, hafiza ve bilinçaltının spontanlığı ile de dönüşüme uğratıyor tarkovski... öyle, dahiliği burdan geliyor.

neyin içerde ve neyin dışarda olduğuna dair algılarımızla oynayan usta duyguların ve çağrışımların zenginliğini bulmuştu.

herkes payını alsın tabii.
SPOILER

Ayna filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Ayna filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Ayna filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL