Erkek Yok, Problem Yok

Robin, aids olduktan sonra bir nevi gezgin şeklinde takılan biridir. Robin ilk olarak barda şarkı söylemekte olan Jane ile karşılaşır. Jane, bulunduğu ortamdan ve dışlanmışlıktan epeyi sıkılmıştır ve yeni arayışlar içerisindedir. Burada Jane üzerinden çok fazla zenci-lezbiyen gönderilmesi yapılmaktadır. Bu döneme özel bir olaymı olmuş bilmiyorum ama eşcinsellik ile ilgili birçok filmde bu kadar üstüne basarak vurguya denk gelmemiştim. Kadın-siyahi ve lezbiyen kavramlarının üçünün bir araya gelmesi ile ilgili kıyamet alameti gibi söylemler var sanırım. Jane ile birlikte yolculuklarına devam ederken Holly’i de almak için (Jane’in eski samimi arkadaşı olarak) evine uğrarlar.

Burada Holly ile birlikte yaşadığı sevgilisi arasında şiddetli geçim problemine tanıklık ederler. Burada şaşılacak derece olaylar zinciri oluşur. Hadi adam Holly’i istediğimi dövüyor. Jane o kadar darbeden sonra nasıl eline birşey alıp karşılık vermez? Burada istenmeyen olaylar zinciri gerçekleşir ve Holly ile birlikte üçlü yolculuğa devam eder.

Filmde her üç kadının da erkeklerden uzak olmakla mutlu bir hayata sahip olacaklarmış gibi bir yapı gösterilsede sonlarda erkeksiz olamayacağı şeklinde bir konu dönüşümü yaşanıyor. Sıradan bir kaç hikayenin birleştirilerek tek bir filme çevrilmiş bir yapım gibi geldi daha çok bana. Lincoln karakteri ile anlatılmaya çalışılan adalet seremonisi ise açıkcası pek inandırıcı değildi. Oyunculuklar fena sayılmaz. Belki çerezlik niteliğinde boş vakitte izlenecek bir film denilebilir.