7.4

442 OY
PUAN VER
5

Imdb: 8.1 (821.729 OY)

KONUSU
Deckard bir Blade Runner’dır, yani kaçak replikant’ları (yapay insan/android) avlayan bir polis.

Artık kovalamacadan sıkıldığı için ayrılmayı düşündüğü bir sırada, çaldıkları bir uzay gemisiyle dünyaya 5 replikant’ın geldiğini öğrenir. Milyonlarca insanın yaşadığı dev bir şehirde bu 5 kaçağı bulmak
... Devamı
Deckard bir Blade Runner’dır, yani kaçak replikant’ları (yapay insan/android) avlayan bir polis.

Artık kovalamacadan sıkıldığı için ayrılmayı düşündüğü bir sırada, çaldıkları bir uzay gemisiyle dünyaya 5 replikant’ın geldiğini öğrenir. Milyonlarca insanın yaşadığı dev bir şehirde bu 5 kaçağı bulmak zorundadır.

Ünlü yönetmen Ridley Scott’ın, bilimkurgu dünyasının büyük ismi Philip K. Dick’in kitabından sinemaya aktardığı yapım, 1983 yılında en iyi görsel efekt ve en iyi sanat yönetimi konusunda Akademi Ödülleri’ne aday olmuş ancak ödül alamamıştı.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@yokitosama

5 ay önce

8.5 / 10

Cyberpunk ve noir öğelerini birleştiren ilk filmdir. O kadar iyidir ki ondan etkilenen ghost in the shell bile akıllarımıza kazınmıştır.

Blade runner izleyene bir şey anlatmak isteyen, sizi uyarmak isteyen bir distopya filmidir. Diyaloglar içinize mermi gibi işler. Zaten son sahnesindeki diyalog çok ünlüdür.

Duygu yükü de muazzamdır. Yalnızlık ve onunla beraber gelen hüzün hissini de yakalarsınız yapımda. Tekrar tekrar izlediğim filmlerdendir.
E

@enes146

2 yıl önce

8.3 / 10

Tek cümleyle anlatmak gerekirse, "distopik bir evrende geçen varoluşsal bir cyberpunk şah eseri" diyebilirim. Yani 1982 yılında böyle bir prodüksiyon hazırlamak her babayiğidi geçtim nerdeyse kimsenin harcı değil ve çok da büyük bi risk, ve hala da kaç yıl geçmesine rağmen göze çok güzel duruyor bu film. Çağının çok ötesinde, her anlamda: görsel olarak, prodüksiyon anlamında, felsefesi olarak. Ah o felsefesi yok mu... Özgür irade, varoluşsal sancılar, insan nedir gibi kafa açıcı soruları film ilerledikçe ince ince işliyor. Ridley Scott’ın en iyi filmi ve tabii ki de bilimkurgu filmlerinin baş tacı. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim, ama düşünmeyi kafa yormayı seven biriyseniz!!

@musax_guy

3 yıl önce

7.9 / 10

2001: a space oddity’yi hatırlattı bana, aşağı yukarı aynı hızda ilerliyorlar ve ikisi de efsanevi birer kült

@mckurkcu

4 yıl önce

8 / 10

Rachel'in sorgulandığı sahnede ona zihnindeki hiçbir hatırasını gerçekten yaşamadığını, hepsinin ona insanlar tarafından verildiğini, çocukluk zamanlarındaki mutluluğu, heyecanları, korkuları ve hiçbir duygusunun gerçek olmadığını, onun sadece köle gibi kullanılmak üzere oluşturulmuş bir replikant olduğunu söylediklerinde gözünde beliren bir damla yaş üzerine bile fazlasıyla konuşulabilecek bir film.Hangimiz hatıralarımızın başkaları tarafından yaratılmadığına, kendimizi insan sanmamız istendiği için öyle sanmadığımıza, dünyadaki tek amacımızın bize biçilmiş rolü oynamak ve bizden daha "üstün" canlılara bir şekilde hizmet etmek olmadığına emin olabilir? Herhalde bunu da birisi bize söylese bizim de gözümüzden bir damla yaş dökülürdü.Her şeyin sahteliğine karşı bir damla yaş.Filmi bir bilimkurgu klasiği yapan en önemli unsur insanı ve onun yaratma özelliğini övmek yerine yüksek teknolojinin getirdiği ahlaki çöküşü sorgulamasıdır.Önceleri
... Devamı
Rachel'in sorgulandığı sahnede ona zihnindeki hiçbir hatırasını gerçekten yaşamadığını, hepsinin ona insanlar tarafından verildiğini, çocukluk zamanlarındaki mutluluğu, heyecanları, korkuları ve hiçbir duygusunun gerçek olmadığını, onun sadece köle gibi kullanılmak üzere oluşturulmuş bir replikant olduğunu söylediklerinde gözünde beliren bir damla yaş üzerine bile fazlasıyla konuşulabilecek bir film.Hangimiz hatıralarımızın başkaları tarafından yaratılmadığına, kendimizi insan sanmamız istendiği için öyle sanmadığımıza, dünyadaki tek amacımızın bize biçilmiş rolü oynamak ve bizden daha "üstün" canlılara bir şekilde hizmet etmek olmadığına emin olabilir? Herhalde bunu da birisi bize söylese bizim de gözümüzden bir damla yaş dökülürdü.Her şeyin sahteliğine karşı bir damla yaş.Filmi bir bilimkurgu klasiği yapan en önemli unsur insanı ve onun yaratma özelliğini övmek yerine yüksek teknolojinin getirdiği ahlaki çöküşü sorgulamasıdır.Önceleri insanlar kendi türlerini köleleştirirken gelişen teknolojiyle artık kendi yarattıkları, üstüne de tıpkı insanlardaki gibi zihinlerine hatıralar, duygular ekledikleri, yani çektikleri acıyı hissedebilecek robotları köleleştiriyor.Filmin çoğu yerinde bu ahlaki sorgulamayı bulmak mümkün.Kendi yarattığı robotlardan bile daha merhametsiz bir insanlık tablosu. 82 yapımı bir film olarak bir başyapıttır.

@fthgzl79

4 yıl önce

Tuvalete,tuvalet kağıdı koymaya 90’ların sonunda filan başladık..Televizyonlar,çamaşır makineleri filan o süreçte satın alınmaya başlandı..Evdeki bulaşık makinesi 10 yıllıktır..20 sene önce çok farklı bir Türkiye’de yaşadığımızı söylemeye çalışıyorum..Bu adamlar 1982’de uçan arabalardan,insandan nerdeyse farksız robotlardan kurulu bir film yapmışlar..Eski filmleri seyrederken,biraz geçmişi düşünmek lazım..Film de kasım 2019’da geçiyor,tam da şu an..
Hem yapay zeka,hem uzay yolculuğu,hem de uçan arabalarla ilgili ciddi gelişmelerin yaşandığı bir dönemdeyiz..Bu bakımdan filmi eleştirirken biraz bunları düşünmek lazım..
Filmin yavaş aktığını,sürekli yağmur yağmasının veya müziklerin tuhaf olmasının,filmi başka bir havaya soktuğunu söyleyebilirim ama bunlar filmin önemini/değerini pek etkileyecek şeyler değil..10/8

@korgan

7 yıl önce

Filmi izledikten sonra derli toplu şahane bir analizini şu linkten izleyebilirsiniz. https://youtu.be/ZWxqQ7MZM7Y

(daha evvel değinen oldu mu bilmiyorum ama) Dechart'ın bir replikant olduğu son sahnedeki origamiyle açıklanmıyor aslında. fimin en başlarında asi replikant Leon'u izlerken ve ilerleyen dakikalarda Rachel'le konuşurken Dechart'ın göz bebekleri tıpkı diğer replikantlarınki gibi sarıya dönüyor. Ancak yönetmen kullandığı açıyla ve görüntüyü bulanıklaştırarak gerçeğin sadece ipucunu veriyor. Diğer bir ipucuysa Rachel'in Dechart'a sorduğu soruda gizli: "şu senin Voight-Kampff testin... hiç o testi kendine yaptın mı?"

köleliği reddedenlere Sevgiyle...

@mhakannn

7 yıl önce

7.7 / 10

Blade Runner temasıyla, görselliğiyle hep ilgimi çeken bir film olmuştu. Yeni film çıkmak üzereyken izlemeye karar verdim. Muazzam bir görselliği var. 2000'de çekilmiş denilse şaşılmayacağım bir görsel kaliteye sahip. Filmin konusu ve dünyası da gayet ilgi çekici. Ağır ilerleyen filmleri severim ama izlediğim diğer ağır filmlere göre film kendini daha az açıklıyor ve film biraz kopuk geliyor. Sanki özellikle seyircinin filmi tam anlayamaması istenmiş ve özellikle kısa diyaloglara önem verilmiş gibi. Filmin hikayesiyle değil, sahne ve diyaloglarla akılda kalınması istenmiş gibi geldi bana. Fakat bu tarzı sevmedim. İzlerken sıkılmadım ama aşırı merakla da takip etmedim. Görselliğiyle ve dünyasıyla muazzam, hikaye işlenişi açısından herkese hitap etmeyen bir film.

@quijote

7 yıl önce

bazı filmler zamanda yolculuk olduğuna beni inandırıyor. bu nasıl bir ileri görüşlülüktür nasıl bir bilimsel öngörüdür. zamanının ötesinde bir film.

@movienerd

7 yıl önce

İzlenilmesi gereken bir film kötü yorumlara aldırmayın. Etkileyici repliklere sahip.

Tamam her şey bi yana ama Harrison Ford'un canlandırdığı başkarakterin sürekli birileri tarafından kurtarılarak ve sık sık durumlar karşısında yenik düştüğünü göstererek başta yaratmış oldukları güçlü tasviri gittikçe yıktılar

@mifer600

7 yıl önce

8 / 10

Filmi bir olay izleyeceğim değil de, bir dünyayı/evreni tanıyacağım diye izlemenizi tavsiye ederim.

İnsanların bu filmle ilgili yanıldıkları birkaç konu var.

1. Filmin 3 farklı versiyonu var ve size "Final Cut" versiyonunu izlemenizi tavsiye ederim.

2. Film küçük bir hikayeyi büyük bir dünyada/evrende anlatıyor. Filmin amacı olaydan çok evreni anlatması. Düşünüldüğünde aslında filmde geçen olay sıradan bir dedektiflik hikayesi ama geçtiği evren bambaşka bir şey. Filmin iyi olmasının sebebi de bu evreni harika bir şekilde yansıtması.

3. Filmin çok önemli birkaç sahnesi var. Replika'nın yaratıcıyla tanıştığı sahne; bu sahnenin iki versiyonu var. Spoiler vermemek için size tavsiyem, "Final Cut" versiyonunu izlemeniz. İkincisi de aynı Replika ile Deckard'ın son sahnesindeki Replika'nın tiradı. Bu tirad tamamen doğaçlama;All those moments...

4. Filmdeki Replika'lar aslında tam olarak bizim düşündüğümüz şekilde bir robot değil. Yani dikk
... Devamı
Filmi bir olay izleyeceğim değil de, bir dünyayı/evreni tanıyacağım diye izlemenizi tavsiye ederim.

İnsanların bu filmle ilgili yanıldıkları birkaç konu var.

1. Filmin 3 farklı versiyonu var ve size "Final Cut" versiyonunu izlemenizi tavsiye ederim.

2. Film küçük bir hikayeyi büyük bir dünyada/evrende anlatıyor. Filmin amacı olaydan çok evreni anlatması. Düşünüldüğünde aslında filmde geçen olay sıradan bir dedektiflik hikayesi ama geçtiği evren bambaşka bir şey. Filmin iyi olmasının sebebi de bu evreni harika bir şekilde yansıtması.

3. Filmin çok önemli birkaç sahnesi var. Replika'nın yaratıcıyla tanıştığı sahne; bu sahnenin iki versiyonu var. Spoiler vermemek için size tavsiyem, "Final Cut" versiyonunu izlemeniz. İkincisi de aynı Replika ile Deckard'ın son sahnesindeki Replika'nın tiradı. Bu tirad tamamen doğaçlama;All those moments...

4. Filmdeki Replika'lar aslında tam olarak bizim düşündüğümüz şekilde bir robot değil. Yani dikkat ederseniz, Replika'ların içlerinde mekanik hiçbir şey yok. Bu yüzden de fark edilebilmelerinin tek sebebi duygusal tepkiler. Replika'ların yapılması "Genetik Mühendisliği" denilen farklı bir bilim ışığında yapılması. Yani nasıl Tanrı insanı yarattıysa insanlar da Replika'ları hiçbir mekanik eklenti olmadan tamamen biyolojik olarak yaratıyor.

@tuhafakillimuzi

10 yıl önce

10 / 10

Yorumlara şöyle bir baktımda herhalde Blade Runner'ı tüm sevmeyenler burada toplanmış.Özellikle bu sayfayı okuduktan sonra ekşi sözlükteki yorumlara baktım neredeyse 24 sayfa boyunca övgüden başka birşey yok.Bu filmin balon olduğunu söyleyen eleştirmenlerde çıktı tarihte ama bunlar her zaman azınlıkta kaldılar.80lerde yada 90larda çocukluğunu yaşamayanların bu filmin büyüsünü anlamasını pek beklemiyorum zaten.Balığı hatta çay'ı sevmeyen insanlar var.Onlar sevmiyor diye balığın tadından birşey eksilmez.Ayyyy ben çay saaavmiyoruuum yaaa diyen tipleri iyi bilirim.Hatta bunu bir çok insan çayı seviyor diye meziyet yada farklılık zannederler.Film hakkında bişeyler yazmayacağım isteyen bolca yorum bulabilir nette.Ben sadece eşek ile hoşaf arasındaki ilişkiye dikkat çekmek istedim.

@edatropos

10 yıl önce

Philip K. Dick’in bilim-kurgu romanı Do Androids Dream of Electric Sheep’ten esinlenerek çekilmiş ancak senaryosu tabii ki romandan çok daha farklı ve kendine özgü de bir tadı var. Karanlık dünyasının atmosferi, o dünyanın ve karakterlerin kaybolmuşluğu filmle kitabın ortak noktalarından ve modernizm ile tüketim toplumuna yapılmış ciddi eleştiriler içermekte.

Birbirinden aslında çok da farklı tutkuları ve merakları olmayan insanların ve androidlerin hiç durmadan karşıt olduklarını öldürme, kendi doğrularını saygısızca karşıdakine kabul ettirme üstüne kurulu bir dünya. Modern dünyaya fazlasıyla hatta birebir benzemekte. Filmin de kitabın da ortak noktalarından biri: Her şey kötü, kurtuluş yok; ama yalnız olmak zorunda değilsin. Düşmanın aslında sensin. Farklı olana karşı ön yargıyı kırıp kabul etme ve sevme üstüne. Neticesinde kim doğru düzgün yaşıyor ki zaten? "It’s too bad she won’t live. But then again, who does?"

@alisesen

10 yıl önce

7 / 10

Bilmiyorum , filmi belki yapıldığı tarihlerde izlesem belki benim içinde kült bir film haline gelebilirdi belki.Film boyunca çok fazla sıkıldım bitsin artık dedim "Geleceğe Dönüş 2" filminde de gelecek işleniyor ama bu filmdeki gibi kasvetli sıkıcı bir ortam yok.Harrison Ford'un oyunculuk açısından filme artı bi değer kattığını düşünmüyorum , sıradan bir oyuncuda pekala o rolü canlandırabilirmiş.Evet yılına göre devrim niteliğinde bir film olabilir ama ne olursa olsun bu filmin çok durağan ve sıkıcı olduğu gerçeğini değiştirmez.

@otlu_kek

10 yıl önce

8.2 / 10

bana göre güzel başlayıp kötü biten filmlerden.Başta gösterdiği geleceğin kasvetli,karmaşık,berbat dünyası filmin içine hemen çekiyor insanı ve acaba nolcak diye büyük bir merakla izlemeye başlıyorsunuz ama film bu sağladığı duyguyu çok fazla sürdüremiyor bana kalırsa ve bi müddet sonra da bayıyor.Uçan arabalar,görüntülü telefon konuşması(o zaman var mıydı bu teknoloji merak ettim),bilgisayara benzer çeşitli aletler hoşuma gitti.Aynı şekilde filmin müzikleri de çok hoştu.

robotların yaratıcılarını bulma çabası da güzeldi.Daha fazla yaşamak istediğini söyleyip "bu mümkün değil" cevabı aldığında yaşadığı hayalkırıklığı ve öfkeyle kendi tanrısını öldürmesi de ince düşünülmüş. Filmin sonunun havada kalması ise bence tam bir hayalkırıklığı.Normalde bunu dert etmem ama bu filmde olmamış.Bir de çok komik bir şey takıldı gözüme.Çatıdaki kovalama sahnesinde sarı robot abimiz keşke tanga giymeseymiş ya d
... Devamı
bana göre güzel başlayıp kötü biten filmlerden.Başta gösterdiği geleceğin kasvetli,karmaşık,berbat dünyası filmin içine hemen çekiyor insanı ve acaba nolcak diye büyük bir merakla izlemeye başlıyorsunuz ama film bu sağladığı duyguyu çok fazla sürdüremiyor bana kalırsa ve bi müddet sonra da bayıyor.Uçan arabalar,görüntülü telefon konuşması(o zaman var mıydı bu teknoloji merak ettim),bilgisayara benzer çeşitli aletler hoşuma gitti.Aynı şekilde filmin müzikleri de çok hoştu.

robotların yaratıcılarını bulma çabası da güzeldi.Daha fazla yaşamak istediğini söyleyip "bu mümkün değil" cevabı aldığında yaşadığı hayalkırıklığı ve öfkeyle kendi tanrısını öldürmesi de ince düşünülmüş. Filmin sonunun havada kalması ise bence tam bir hayalkırıklığı.Normalde bunu dert etmem ama bu filmde olmamış.Bir de çok komik bir şey takıldı gözüme.Çatıdaki kovalama sahnesinde sarı robot abimiz keşke tanga giymeseymiş ya da keşke bunu çekmeselermiş.Resmen adamın tangası ve poposu filmin en heyecanlı,gerilimli yerinde şoka soktu beni.

edit :Yahu esas adam robot mu değil mi sorunsalı hakkında bilgisi olan varsa yazabilir mi?

@rinustalarin

11 yıl önce

7.5 / 10

Filmi beğenmeyebiliriz, efektleri yavan bulabiliriz, hikayeyi anlamayabiliriz...

Yalnız hiçbirimiz bu filmin bilimkurgu açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu inkar edemeyiz.

Ridley Scott'un beğenmediğim hiçbir filmi olmadı bugüne kadar. belki en az beğendiğim filmi Prometheus'dur. Keşke, zamanında Blade Runner'da kullandığı zekasını ve yaratıcılığını, Prometheus'da da kullansaymış dedim bu başyapıtı izledikten sonra.

Film için yapabileceğim en kritik eleştri müzikleri olabilir. Her ne kadar Vangelis çok sevdiğim bir sanatçı olsa da, filme yapmış olduğu olumlu katkıdan şüpheliyim. Sanki Dünya'yı olması gerekenden çok daha fazla karanlık ve bitmiş göstermiş, ama belki de filmin yaratıcılarının hedefi de bunu yaratmaktı... Bir daha düşündüm de, belki de daha iyi bir seçim olamazdı.

Her neyse... İzlemek için bu kadar gecikmiş olmama yanıyorum, başka bir şey değil...

Saygılar.
SPOILER

Bıçak Sırtı filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Bıçak Sırtı filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Bıçak Sırtı filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL