10 yıl önce
Üç Renk: Kırmızı
(1994)Three Colors: Red a.k.a Trois couleurs: Rouge
7.9
347 OYPUAN VER
5
Imdb: 8.1 (109.921 OY)
KONUSU
Irene Jacob’un canlandırdığı genç manken Valentine’in iç dünyası, emekli bir yargıçla kurduğu ipnotik bağlar sebebiyle altüst olur. Genç kadın, yaşlı adamın, komşularının telefonlarını dinlemek gibi bir kötü alışkanlığı olduğunu keşfettiğinde, kasıtsızca ortaya çıkan sırlar, romantik bir gizeme ve s
... Devamı
Irene Jacob’un canlandırdığı genç manken Valentine’in iç dünyası, emekli bir yargıçla kurduğu ipnotik bağlar sebebiyle altüst olur. Genç kadın, yaşlı adamın, komşularının telefonlarını dinlemek gibi bir kötü alışkanlığı olduğunu keşfettiğinde, kasıtsızca ortaya çıkan sırlar, romantik bir gizeme ve sonuçta trajediye yol açacaktır.
Seyircinin olan bitenle ilgili soru işaretlerini daha da artıracak olan finaliyle Kırmızı, hiç şüphesiz Kieslowski’nin Üç Renk serisindeki en karmaşık ve hazmı zor film. Birçokları tarafından kolaylıkla, Fransız usülü bir Alacakaranlık Kuşağı hikayesi olarak nitelendirilebilecek olan yapımda, Irene Jacob tüm kariyerinin en ince işlenmiş ve seyrine doyum olmaz rollerinden birini çıkartıyor. Yılların "Fransız"ı Trintignant’ın çizdiği, hayattan bir şey beklemeyen, aksi ve sırlarla dolu emekli yargıç karakteri ise seyircideki daha fazla keşfetme isteğini amansızca körüklüyor.
Kieslowski, Fransız bayrağından ödünç aldığı Kırmızı’yı, tarihe malolmuş anlamından, "Kardeşlik" temasından biraz daha uzaklara götürüyor. Sembolizmin derinliklerine dalıyor ve "rastlantı" kavramıyla harmanlıyor. Üçlemenin finali olan bu film, aynı zamanda en çarpıcı ve allak bullak edici olanı.
Seyircinin olan bitenle ilgili soru işaretlerini daha da artıracak olan finaliyle Kırmızı, hiç şüphesiz Kieslowski’nin Üç Renk serisindeki en karmaşık ve hazmı zor film. Birçokları tarafından kolaylıkla, Fransız usülü bir Alacakaranlık Kuşağı hikayesi olarak nitelendirilebilecek olan yapımda, Irene Jacob tüm kariyerinin en ince işlenmiş ve seyrine doyum olmaz rollerinden birini çıkartıyor. Yılların "Fransız"ı Trintignant’ın çizdiği, hayattan bir şey beklemeyen, aksi ve sırlarla dolu emekli yargıç karakteri ise seyircideki daha fazla keşfetme isteğini amansızca körüklüyor.
Kieslowski, Fransız bayrağından ödünç aldığı Kırmızı’yı, tarihe malolmuş anlamından, "Kardeşlik" temasından biraz daha uzaklara götürüyor. Sembolizmin derinliklerine dalıyor ve "rastlantı" kavramıyla harmanlıyor. Üçlemenin finali olan bu film, aynı zamanda en çarpıcı ve allak bullak edici olanı.
-
Krzysztof Kieślowski
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Valentine ...
Richter Jo...
Auguste Br...
Karin
Fotoğrafçı
Veterinarian
Barmen
Record Dealer
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Kieslowski’nin yönetmenlik ve sanat adamlığı yönünden ne kadar güçlü bir adam olduğunun kanıtıdır.Bu filmdeki asıl güç konu,hikaye,diyalog vs. değil estetik zevk,renk,ışık bilgisi ve nadir bulunan bir duyarlılıktır bence.Film o kadar etkilidir ki izlerken olan hipnozun ardından bittiğinde bir boşluk ve sarsıntı hissettirir.
Güzel Sanatlarda temel sanat derslerinde rengin kullanılışı,oranları,yerleriyle ilgili çalışmalar yaptırılır.Çoğu hoca öğretemez çoğu öğrenci anlamaz.Ama şu filmi dikkatlice izlemek yeterlidir.Tam anlamıyla usta işi Kieslowskiye teşekkürler.
Güzel Sanatlarda temel sanat derslerinde rengin kullanılışı,oranları,yerleriyle ilgili çalışmalar yaptırılır.Çoğu hoca öğretemez çoğu öğrenci anlamaz.Ama şu filmi dikkatlice izlemek yeterlidir.Tam anlamıyla usta işi Kieslowskiye teşekkürler.
Her şeyin çözüldüğü yer kardeşlik, rastlantıyla bezenmiş.
Emekli yargıçın şu sözü kulaklarımda çınlıyor:
"Neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek, bana namussuzluk gibi geliyor"
Emekli yargıçın şu sözü kulaklarımda çınlıyor:
"Neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek, bana namussuzluk gibi geliyor"
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Yargıç: Bir pislik olduğumu mu düşünüyorsun.
Valentine: Evet.
Valentine arabasıyla Rita’ya (köpek) çarpar. Sahibine götürür.
Sahibi ilgilenmez ve bunun üzerine gerekli işlemleri Valentine
yapar. Adam Valentine’e veteriner ücretini fazlasıyla gönderir.
Valentine adama ücreti teslim etmek için adamın evine gider.
Parayı bozmak için adam eve girerken…
Valentine: Ya Rita?
Adam: Akıllı bir köpektir. Onu alın.
Valentine: Siz istemiyor musunuz?
Adam: Ben hiçbir şey istemiyorum.
Valentine: Öyleyse nefes de almayın.
Adam: İyi fikir.
Belki aynı yerde aynı şeyleri hissettik ama birbirimizi fark edemedik.''
Neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek, bana namussuzluk gibi geliyor
mavi kadar etkili bir yapımdı beyazı ne kadar sevmesemde kırmızıyı cok iyi kullanmışlar aşkı sevgiyi temsil ediyor ihanetin ve tesadüflerin cok olduğu yapım olmuş
Tek başına yaşayan ve modellik yapan Valentine, bir gün arabasıyla, emekli bir y
... Devamı
Valentine: Evet.
Valentine arabasıyla Rita’ya (köpek) çarpar. Sahibine götürür.
Sahibi ilgilenmez ve bunun üzerine gerekli işlemleri Valentine
yapar. Adam Valentine’e veteriner ücretini fazlasıyla gönderir.
Valentine adama ücreti teslim etmek için adamın evine gider.
Parayı bozmak için adam eve girerken…
Valentine: Ya Rita?
Adam: Akıllı bir köpektir. Onu alın.
Valentine: Siz istemiyor musunuz?
Adam: Ben hiçbir şey istemiyorum.
Valentine: Öyleyse nefes de almayın.
Adam: İyi fikir.
Belki aynı yerde aynı şeyleri hissettik ama birbirimizi fark edemedik.''
Neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek, bana namussuzluk gibi geliyor
mavi kadar etkili bir yapımdı beyazı ne kadar sevmesemde kırmızıyı cok iyi kullanmışlar aşkı sevgiyi temsil ediyor ihanetin ve tesadüflerin cok olduğu yapım olmuş
Yargıç: Bir pislik olduğumu mu düşünüyorsun.
Valentine: Evet.
Valentine arabasıyla Rita’ya (köpek) çarpar. Sahibine götürür.
Sahibi ilgilenmez ve bunun üzerine gerekli işlemleri Valentine
yapar. Adam Valentine’e veteriner ücretini fazlasıyla gönderir.
Valentine adama ücreti teslim etmek için adamın evine gider.
Parayı bozmak için adam eve girerken…
Valentine: Ya Rita?
Adam: Akıllı bir köpektir. Onu alın.
Valentine: Siz istemiyor musunuz?
Adam: Ben hiçbir şey istemiyorum.
Valentine: Öyleyse nefes de almayın.
Adam: İyi fikir.
Belki aynı yerde aynı şeyleri hissettik ama birbirimizi fark edemedik.''
Neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek, bana namussuzluk gibi geliyor
mavi kadar etkili bir yapımdı beyazı ne kadar sevmesemde kırmızıyı cok iyi kullanmışlar aşkı sevgiyi temsil ediyor ihanetin ve tesadüflerin cok olduğu yapım olmuş
Tek başına yaşayan ve modellik yapan Valentine, bir gün arabasıyla, emekli bir yargıcın köpeğine çarpar. Yargıcın evine giden Valentine, onun gizlice komşularının telefonlarını dinlediğini öğrenir. Bu rahatsız edici duruma rağmen aralarında beklenmedik bir dostluk gelişen bu iki insanın yaşamları gizemli bir biçimde şekillenecektir. yargıç ile olan sahnelerini cok sevdim yargıçın hayatını ve valentinenin hayatı birbirleri hakkında doğru tahminde bulunuyorlar birisi ihanete uğruyor diğeri ise kardeşini uyuşturucu kullanıyor model olan valentinenin sevgilisi ile uzaktadır ve sürekli onu arıyordu ve ona sadık yaşıyordur kimse ile ilişkisi yoktur ama sevgilisi ondan sürekli şüphe duyuyordur 10/7
Valentine: Evet.
Valentine arabasıyla Rita’ya (köpek) çarpar. Sahibine götürür.
Sahibi ilgilenmez ve bunun üzerine gerekli işlemleri Valentine
yapar. Adam Valentine’e veteriner ücretini fazlasıyla gönderir.
Valentine adama ücreti teslim etmek için adamın evine gider.
Parayı bozmak için adam eve girerken…
Valentine: Ya Rita?
Adam: Akıllı bir köpektir. Onu alın.
Valentine: Siz istemiyor musunuz?
Adam: Ben hiçbir şey istemiyorum.
Valentine: Öyleyse nefes de almayın.
Adam: İyi fikir.
Belki aynı yerde aynı şeyleri hissettik ama birbirimizi fark edemedik.''
Neyin doğru olup neyin olmadığına karar vermek, bana namussuzluk gibi geliyor
mavi kadar etkili bir yapımdı beyazı ne kadar sevmesemde kırmızıyı cok iyi kullanmışlar aşkı sevgiyi temsil ediyor ihanetin ve tesadüflerin cok olduğu yapım olmuş
sonunda herkesin öve öve bitiremediği bu üçlemeyi izledim. Mavi ve kırmızıyı gerçekten çok beğendim. fakat beyaz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sanki biraz entrikalı Türk dizilerini andırıyordu. Birde galiba her filmin kendinden bir önceki filme gönderme yapması olayı beni etkiledi. Özetle benim için 2. film hariç (çok kötü bir film değildi diğerlerine göre iyi değildi) keyifliydi.
Zor bir film fakat mükemmel bir film değil. Bir köpeğe çarptıktan sonra sahibine teslim etmek isteyen bir kadın, emekli bir yargıç ile karşılaşır. Yargıç köpekle ilgilenmeyince, onu veterine götürür ve ikinci kere yargıcın evine geldiğinde ilginç bir durumla karşılaşır. Bu vesile ile aralarında bir bağ oluşur. Film daha çok her gerçeği bilebilirsin ama her gerçeği açığa vurmak doğru mu? konusunu sorgulamaktadır. ilk film olan maviden çok daha iyi bir film olmuş diyebilirim.
Normalde bu tesadüfler, rastlantılar vs. Hollywood Sinemasına özgüdür. Ancak Kieslowski bu tesadüfleri kendi auteur tarzında o kadar iyi işlemiş ki insanın izlerken tüyleri diken diken oluyor. Aslında herkes bir başkasının hayatını veya hayallerini yaşıyor. Bunu çok iyi anladım. Kiminin pişmanlıklarını, kiminin geri dönülemez kararlarını bir başkası farklı kişiler farklı mekanlarla yaşıyor. Ancak yargıcın yerine geçmiş olan genç yargıcımız yönetmenin ufak bir dokunuşuyla tüm hayatındaki pişmanlığı Valentin ile birleştirerek gideriyor. Sanat yönetimi zaten bambaşka, ben etkilendim.
Filmin sonundaki durumu kurmaca için abartılı bulanların aksine ben çok sevdim, üç renge güzel bir veda olmuş bence, keyif vericiydi :)
Üçlemenin en ağır filmi olması bir yana, beni Irene Jacob adlı güzellik ile tanıştıran filmdir. Adını bir türlü ilk denemede hatasız yazamadığım Polak yönetmenimize selam olsun.
serinin sonuncu ve bence en güzel filmi
yine de son sahnedeki rastlantının kurmaca için bile fazla olduğunu düşünüyorum
yine de son sahnedeki rastlantının kurmaca için bile fazla olduğunu düşünüyorum
İzlerken renkten renge girdiğim turnusol gibi film.O kadar kötüydü ki 15 dakika sonra kapatarak kalitemi belli ettim.Siyah,beyaz yada kırmızı yoktur bu hayatta ayık olun.Ya gridir yada rengini belli etmez.Oyunlara gelmeyin,kalıplara girmeyin.
son sahne inanılmaz etkileyiciydi. Başından sonuna kadar güzel bir seri daha!
Kırmızı kesinlikle üçlemenin en iyi filmi. Rengin filmdeki kullanımına bayıldım. Yaşlı kadın figürü ve de yönetmenin finalde yaptığı sürpriz ayrı bir tat bıraktı.
Irene Jacob bir daha hiçbir zaman kieslowski filmlerindeki gibi güzel olamadı. bu söz bile yeterli sanırım...
Yeni savci hic Valentina ile bulusmayip arka planda baska bir hikaye olarak kalsaydi keske. Bizim emekli yargicimizin hikayesinin bir benzeri olarak. Son da her seyin kadere baglanmasi ve herkesin ayni feribotta olmasi sanki uclemelerin illa birlestirilmesi gerekiyormus izlenimini veriyor. Keske gecisler olmasaydi da 1 anlaticinin 3 ayri hikayesi olsaydi.
Ama tabiki her zamanki gibi guzel bir filmdi, tavsiye edilir.
Ama tabiki her zamanki gibi guzel bir filmdi, tavsiye edilir.
pek çok tekrarın olduğu film. ancak yanlış anlaşılmasın, olumsuz bir yorum değil bu. bu "tekrar"lar son derece bilinçli bir şekilde yapılmış, oldukça yerinde, kıvamında ve hoş.
Seride ethini en fazla duyduğum ve beklentimin en yüksek olduğu film bu filmdi.Fakat beklediğimi bulamadım diyebilirim.Kader kavramını vurgulamaya çalışmış olmalarının etkisi olabilir bunda çünkü bana göre sıradanlaşmış bir konu bu artık.
Yine de film çok güzel bir finale imza atmış.İlk iki film kadar etkileyici olmayı başaramasa da güzel.Ayrıntılara dikkat etmeyi sevenfilmlerin durağanlığından sıkılmayan ve düşünerek izlemeyi sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir seri bence.
Yine de film çok güzel bir finale imza atmış.İlk iki film kadar etkileyici olmayı başaramasa da güzel.Ayrıntılara dikkat etmeyi sevenfilmlerin durağanlığından sıkılmayan ve düşünerek izlemeyi sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir seri bence.
Üç Renk: Kırmızı filmine Benzer Film ekliyorsun.
Üç Renk: Kırmızı filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Üç Renk: Kırmızı filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL