Koşan Adam

"I'll be back!"

Günümüzde çekilse yerden yere vuracağım bir film. Ancak 80'lerin görsel yaratıcılığı altında oldukça eğlenceli görünüyor. Üstelik oldukça didaktik olsa da konusu çok güncel. Televizyonun devletler tarafından kitle kontrol aracı olarak kullanılmasına eğiliyor. En basitinden bugün Türkiye'de TRT, A Haber gibi kuruluşların amacı bu. Hatta Twitter bile bunun için kullanılabiliyor. İnsanlar, bir hashtag açarak herhangi bir konuya karşı sinirlerini gösterip, sonra da sönüyorlar. Böylece kimse sokaklara çıkmıyor, kimse fiziksel bir tepki göstermiyor.

Film daha ilk sahnesinden konuya giriyor. Arnold'un karakteri Ben Richards, bir helikopter pilotu. Yemek bulamadıkları için sokağa dökülen 1500 kişinin üzerine ateş açması emrediliyor. Ancak o rezalet oyunculuğuyla bunu yapmayacağını söylüyor. Yanındaki askerler kendisini etkisiz hale getiriyorlar ve hükümet görüntülerle oynayıp Ben'i ölümlerden sorumlu olarak gösteriyorlar. Hatta 2. sahne bile bu doğrudanlıkla devam ediyor ve Ben'in arkadaşlarıyla hapishanede isyan çıkartmasını izliyoruz. Neyse, olayların sonu Ben ve arkadaşlarının kaçtığı, Mortal Combat karakterlerine benzeyen "avcıların" kovaladığı bir televizyon programına çıkıyor. Program adalet bakanlığınca düzenlendiği için, tek amaç halkı kontrol altında tutmak.

Film, Arnold'un salak oyunculuğuyla kendi içinde de dalga geçiyor. Sürekli olarak, onun salak ama kaslı olduğuna gönderme yapan espriler var. Bu da filmin kendi içerisindeki ciddiyetine dair ufak bir örnek. Eğer ciddiye alınsaydı ortaya berbat bir iş çıkardı. Böylesi çok daha iyi.

İncecik, yüksek çözünürlüklü ekranların hayal edilemediği bir dönemde yaratılmış bu özgün setleri izlemek epey güzel. Hikayenin düzlüğü, anlatacağını hemen anlatması da hoş. Ki filmi açarken kafam çok doluydu, yani istediğim de basitlikti. Tam istediğim gibiydi.