Çalınan Buseler Yorumları

Çalınan Buseler filmi detayları

@parfenrogojin

4 yıl önce

8.5 / 10

Truffaut’nun Antoine Doinel beşlemesinin 3. filmi olan Çalınan Buseler, 400 Darbe gibi bir başyapıtla çocukluğundan itibaren tanımaya başladığımız Antoine Doinel’in hayatından bize üçüncü bir zaman diliminde anlatılan hikayelerle dolu çok iyi bir sinema eseri.

Truffaut’nun 400 Darbe’de yaptığı, başardığı şeyi; muazzam güzellikte bir şekilde kotardığı, hikayeleştirdiği, görselleştirdiği şeyi yeniden yapmasını veya bu başarıyı aynı şekilde sürdürmesini beklemek elbette ki bir hata, 400 Darbe’nin ardından çekilen 32 dakikalık kısa film Antoine ve Colette’te Antoine’ın ilk aşkını, çalışma hayatına attığı ilk adımları izlerken 400 Darbe’nin verdiği his belki siyah beyaz bir film olmasının da etkisiyle devam ediyordu. Çalınmış Buseler’de ise yönetmenin iyimser, sevecen, mizahi yaklaşımı oldukça iyi bir senaryoyla sürüyor ve Antoine hem iş hem aşk hayatında hayatı tecrübe etmeye devam ederken uğradığı yeni duraklarda karşımıza çıkıyor bu kez. Film, büyük oranda olay bile denemeyecek, ya da h
... Devamı
Truffaut’nun Antoine Doinel beşlemesinin 3. filmi olan Çalınan Buseler, 400 Darbe gibi bir başyapıtla çocukluğundan itibaren tanımaya başladığımız Antoine Doinel’in hayatından bize üçüncü bir zaman diliminde anlatılan hikayelerle dolu çok iyi bir sinema eseri.

Truffaut’nun 400 Darbe’de yaptığı, başardığı şeyi; muazzam güzellikte bir şekilde kotardığı, hikayeleştirdiği, görselleştirdiği şeyi yeniden yapmasını veya bu başarıyı aynı şekilde sürdürmesini beklemek elbette ki bir hata, 400 Darbe’nin ardından çekilen 32 dakikalık kısa film Antoine ve Colette’te Antoine’ın ilk aşkını, çalışma hayatına attığı ilk adımları izlerken 400 Darbe’nin verdiği his belki siyah beyaz bir film olmasının da etkisiyle devam ediyordu. Çalınmış Buseler’de ise yönetmenin iyimser, sevecen, mizahi yaklaşımı oldukça iyi bir senaryoyla sürüyor ve Antoine hem iş hem aşk hayatında hayatı tecrübe etmeye devam ederken uğradığı yeni duraklarda karşımıza çıkıyor bu kez. Film, büyük oranda olay bile denemeyecek, ya da herhangi bir anaakım sinema örneğinde anlatılmaya değmeyecek bir şekilde olup bitenleri gösteriyor, ama elbette bizim odak noktamızın Antoine olmasını sağlıyor Truffaut; çünkü esas önemli olan olayların akışı, olayların dikkat çekiciliği veya peş peşe akışı değil, karakterimizin bu olaylar sırasındaki davranışları, oluşu, o olayları yaşayışı önemli, çünkü Truffaut bence bir karakteri çocukluğundan ve onu hapseden, çıkmaza sürükleyen koşulları dahi mizahı asla unutmadan sinemaya aktarırken esas hikayesinin bu karakterin kendisi olduğunun altını çiziyor, aynen bir edebiyatçı gibi, iyi bir yazar gibi. Bu anlamda Antoine nasıl da eskiyememiş bir karakter..ne kadar da gerçek. Ve, ne kadar güzel! Ben bu filmle artık Truffaut’yu seviyorum, ve onun sinemasına gerçekten bir sevgi besliyorum artık. Çünkü insanı anlatmayı, ama insanı seçtiği ve büyüttüğü bir karakterden anlatmayı seçen bir yönetmen bende hayranlık hissi uyandırıyor. Antoine ve Piyanisti Vurun’daki Charlie, nasıl da güzel insanlar... Bu yüzden bu neşeli, ilgi çekici filmi- içerisindeki bir çok ilgi çekici sahneyi de- en başta geleni "evet, Mösyö" sahnesi olmak üzere- o anın anlatılışı, o andaki mahcubiyetin neredeyse elle tutulur halde hissedilir hale gelmesi- düşünerek, ama yönetmenin sıralamasına uyarak izlenmek üzere herkese öneririm.

Mutlaka...
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL