... Devamı Yeryüzüne barış değil, kılıç getirmeye geldim." (Matta, 10:34)
Bu film, Aziz Matyas İncilinde anlatıldığı biçimiyle, İsanın doğumundan yeniden dirilişine kadar yaşamını aktarırken, yarı-belgesel bir biçimde Hıristiyanlığın ilk günlerini yeniden canlandırır. Dolaylı olarak da Marksist diyalektik ve Hıristiyan mitosu arasındaki ilişkiyi inceler. Pasolini kimseyi yargılamadan konuya bir belgesel tazeliği ve tarafsızlığıyla yaklaşır, İsanın öyküsünün geçtiği devirle çağımız arasındaki benzerlikleri de vurgular.
Bir Pasolini eseri olarak biraz da kaçınılmaz bir şekilde, sinema tarihinin en tartışmalı filmlerinden biridir. Tarihte senaryosunu tamamen bire bir (Matta) İncilden alan ilk ve tek filmdir. Gösterime girmesiyle beraber Vatikanı ortadan ikiye bölmüştür. Şöyle ki, sol katolikler filmi beğenirken, sağ katolikler büyük tepki vermişlerdir. Çok geçmeden filmin İtalya’da gösterimi kilisenin de baskılarıyla sansüre takışıp yasaklanır. Ancak Venedik film festivalinde katolik kilisesi ödülünü (ocic) kazanır.
Pasolini filmi için şöyle demiştir: "Ne teolojik, ne de ideolojik bir film yapmak istiyorum. Çünkü ben inanan biri değilim. İsa’nın tanrının oğlu olduğuna inanmıyorum. Ancak İsa’nın ilahi, kusursuz, insani değerleri yüksek olan ideal bir insan olduğunu düşünüyorum.