Şüphe

Laga luga kısmını sona bırakıp önce senaryo hakkında ki çözümlememi yazayım:

Peder Flynn ve Brendon eşcinseldir. Flynn, Brendon’ın eşcinsel olduğunu fark edince ona sahip çıkar ve kollar. İstismar etmez. Buna tek kanıtım Flynn’in senaryo boyunca çizdiği karakterdir. Aynı zamanda aksine inanmak dikkatlice düşünüldüğünde zordur. Fakar film, bu konuda emin olmamızı istemediği için (adı üstünde: Şüphe) sarışın çocuk William London ile ilgli üç tane ince sahneyi bize izletir.

1. Flynn, London’ın koluna dokunur ve çocuk hızla kolunu çeker.

2. Flynn, tırnaklarının temizliğini gösterirken London’ın surat ifadesi.

3. Flynn kiliseden ayrıldığını söylediğinde kameranın London’ı göstermesi ve London’ın gülümsemesi.

Bu üç sahne filmde Peder Flynn’in çocuklara istismar uygulamış olabileceğine yönelik olarak algılanmaktadır. Ancak aynı zamanda London’ın Brendon’a kötü davrandığını izlediğimiz bir sahne daha vardır. Onun kitaplarını yere düşürür ve hemen devamında Flynn ona sarılır. Ben bu sahneden yola çıkarak London’ın Flynn’den hoşlanmamasının sebebinin Flynn’in Brendon’a karşı olan korumacı tavrı olduğunu düşünüyorum.

Yukarıda bahsettiğim üç sahne dışında Flynn’in istismar yaptığını düşünmeye iten bir olay daha vardır. O da Rahibe Aloysius’ın Peder Flynn’i ’eskiden bulunduğun kilisenin rahibesini aradım’ diye tehdit etmesi ve Peder Flynn’in bu yüzden istifa etmesi. Bu olaydaseyirci "Madem suçu yoktu neden istifa etti?" ve "O eski kilisedeki rahibeden neden korktu?" diye düşünmeye itilir. Fakat Aloysius’in bu eski kiliseyi aradığını söylediği sahneye dikkat ederseniz, Flynn ısrarla kilisenin papazı ile konuşmasını istemektedir. Flynn’in bu ısrarı yaşanmış olması muhtemel üç olaydan ikisinin mantıksız olduğuna gösterir;

1. ’Eski kilisenin papazı ile Flynn’in birlikte istismar yaptıkları ihtimali.’

Ki detaylı düşünce çok saçmadır. Çünkü bu gerçek olsaydı, papaz Flynn’i başka bir yere yollamak istemezdi. Kendin gibi üst rütbeli bir pedofili bulmuşsun, birlikte istediğin gibi at koşturmak varken neden onu başka yere yollayasın ki?

2. ’Eski kilisede Flynn tek başına istismar yapmıştır. Bunu farkına varan bir rahibe onu ayrılmaya zorlamıştır.’

Bunu düşündüğünüzde de olayı fark eden rahibenin o eski kilisede ki papaza haber vermemiş olması çok saçmadır. Diyelim ki haber verdi ama o papaz inanmadı ve Flynn yinede ordan gitti (tıpkı güncel senaryoda olduğu gibi) . Böyle bir durumda da Flynn, gittiği yeni kiliseden eski kilisenin papazına istismar konusunda telefon açılmasını göze alamaz. Çünkü papaz "haydaa 2. kez Flynn ve istismar. Bu işte bir iş var" diye düşünecektir.

3. Eski kilise de Flynn’in eşcinsel olduğunu bir şekilde Rahibelerden birisi öğrenir. Fakat Flyyn’i sevdiği için bunu kimseye söylemez. Ancak Flynn kendisi hakkında ki gerçeği bilen bir rahibe ile bir arada bulunmayı hep bir risk olarak görür ve ayrılmayı seçer. Uydurabildiğim en inanılır senaryo bu.

Sonuç olarak Flynn’in istismar yaptığını düşünmemize sebep olacak iki olay üzerine etraflıca kafa yorulduğunda, aksine inanmanın daha akıllıca olduğu görülecektir.

Tabi bu kadar etraflıca düşünmeyi reddeden ve tüm benliği ile Flynn’in istismar yaptığına inanan Rahibe Aloysius bunu kanıtlamak için Flynn’in daha önce bulunduğu kilisede ki rahibe ile konuştuğu yalanını söyleyince, Flynn tekrar eşcinsel olduğunun ortaya çıktığını düşünür ve tekrar istifa eder.

Aloysius’in "i have doubts" dediği son sahne içinde bir çok tartışma olmuş. Bu sahne de Aloysius, peder Flynn hakkında yaptığı istismar suçlaması hakkında mı şüpheye düştüğünü kast etmektedir? Yoksa tanrı inancı konusunda şüpheye düştüğünü mü kast etmektedir?

Aloysius, sahnenin başlarında Rahibe James’in Flynn’i suçsuz bulmasını küçümser bir tavır takınmıştır. Bir dakka içinde hem bu düşünceyi küçümseyip hem itirafta bulunmasını düşünmek saçma geliyor bana.Ben tanrı inancı konusunda şüpheye düştüğünü düşünüyorum.Çünkü hemen öncesinde "İnsan bir kötülüğün peşine düştüğünde Tanrı’dan uzaklaşır." repliğini tekrarlar. Ek olarak kamera Aloysius’in elindeki hacı sıkmayı bırakmasını ve tekrar sıkmaya çalışmasını bize izletir.

Ayrıca Aloysius bu sahnede hep Hz. Meryem heykeline sırtını dönmüş şeilde kadraja alınır. Bir nevi ona sırt çevirmiştir.Dikkatle izleyin. Sahnenin başından sonuna Aloysius’in heykel ile birlikte gözükmesine özen gösterilir.

Sembolizme ve oyunculuklara da değinip yazıyı daha da uzatmak istemiyorum. Bunu gören görüyor zaten... Sadece filmi henüz izlememiş arkadaşlara yalnız başlarına ve zihinleri açık bir şekilde izlemelerini öneririm. Çünkü böyle güzel bir filme bağlanamadıklarını ve sıkıldıklarını söyleyen bir çok insan var. Uykunuz varsa veya keyfiniz yerinde değilse bu filmi izleyerek rezil etmeyin. Daha iyi bi anınızda odaklanarak izleyin. Yada nasıl izlerseniz izleyin banane. Güzel film.

Sadece siz inandığınız için bir şeyin gerçek oLduğunu varsayabiLir misiniz? YakLaşık 2 saat boyunca izLediğimiz şey, rahibe James'in bakış açısına göre değişecek oLan yorumLaması iLe rahibe ALoysius'un peder FLynn'ı suçLaması.. SuçLama diyorum çünkü fiLmin sonuna kadar doğrumu yanLış mı arada gidip geLiyoruz.. Sonuç? Ortaya çıkan birkaç gerçek ama temeL soru haLa cevapsız.. Burada boşLuğu doLdurmak seyirciye kaLmış.. FiLm sanırım isminin etkisini seyircide de bırakmak istiyor.. AnLattığı şey gerçekten "Şüphe".. Ama ne yazık ki bu etkiLi oLmaktan çok sıkıcı oLuyor.. Bir izLeyici oLarak fiLm hernekadar yavaş gitse de hep bir kopma noktası bekLedim.. FiLmin kendince şaşırtan ve izLeyicinin iLgisini canLı tutan unsurLarı mevcut ama bu noktaLar geneLinin yavaşLığı aLtında kaLmış ve fiLmi maLesef çıkmaz sokaktan kurtaramamış.. FiLmin sonunda rahibe ALoysius'un ağzından döküLen son cümLeLer ise fiLmin geneLinden şüphe duymama neden oLdu :) ELbetteki bu tür bakış açıLarını beğenecek arkadaşLar vardır ama ben fiLmin geneL havasını maLesef ki beğenmedim..

Öte yandan oyuncuLukLar fiLmin hikayesi iLe tezat oLuşturacak kadar iyi.. Meryl Streep yine müthiş bir performans sergiLemiş.. Kadın öyLe oynuyor ki onun gerçekten bir rahibe oLduğuna biLe inanabiLiyorsunuz :) PhiLip Seymour Hoffman da ondan farksız oyuncuLuğu iLe izLeyiciyi fiLmin sonuna kadar "acaba" sorusuyLa başbaşa bırakıyor.. UyumLarı çok iyi.. Zaten fiLmi izLeniLebiLir kıLan en büyük unsur bu ikiLinin performansLarıdır.. Amy Adams'ı da böyLe sessiz sakin bir roLde görmek değişik bir deneyim oLdu benim için :) Onu masaLLardan çıkmış kadın roLLerinde görmeye aLışmıştım da :) Sonuç oLarak fiLm performansLarı iLe göz doLduran ama senaryosu iLe maLesef vasat kaLmış bir yapım... PerformansLar hatırına 7/10...